Uluslararası Filistin Konferansı İstanbul’da gerçekleşti

İstanbul’da Harici Medya, Filistin Diyalog Grubu ve Milletlerarası İlişkiler ve Diplomasi Merkezi (MID) tarafından ortaklaşa düzenlenen konferansta, Gazze’de yaşanan ve katılımcılar tarafından “soykırım” olarak nitelendirilen insani trajedi, Filistin’in devletleşme sürecindeki meydan okumalar ve uluslararası toplumun sorumlulukları çok yönlü olarak ele alındı.
Konferans, Filistin halkının karşı karşıya olduğu büyük trajedi ile Filistin devletinin uluslararası alanda tanınmasına yönelik atılan adımlar arasındaki tezatlığa dikkat çekerek başladı. Açılış konuşmasında Harici Genel Yayın Yönetmeni Tunç Akkoç, “Bir yanda Filistin halkının tarihindeki belki de en büyük trajedi, diğer yanda meşru Filistin devletinin uluslararası tanınmasına yönelik kritik adımlar atılıyor,” diyerek konferansın amacını özetledi.
REKLAM
Düzenleyicilerden, Filistin Diyalog Grubu Başkanı Sadeq Abu Amer, açılış konuşmasında “Filistin halkı yüzyıldır soykırım, etnik temizlik ve kimliğini yok etme girişimleriyle yüzleşiyor; bugün bu trajedi Gazze’de en tehlikeli aşamasına ulaştı” dedi. Uluslararası sistemin çifte standardına dikkat çeken Abu Amer, “ancak dünyadaki benzeri görülmemiş halk dayanışması yeni bir siyasi baskı aracına dönüşebilir” değerlendirmesini yaptı. “Filistin davası sadece Filistinlilerin değil, özgürlüğe ve adalete inanan herkesin ortak insani sorumluluğudur” diye vurguladı.
Milletlerarası İlişkiler ve Diplomasi Merkezi (MID) Bilgi Üretim ve Yayın Koordinatörü Mehmet Rakıpoğlu, İsrail’in eylemlerinin uluslararası kurumlarca “soykırım” olarak tescillendiğini belirterek, “Artık ‘sonrasında ne yapabiliriz, Filistin’in devletleşmesi nasıl sağlanabilir’ sorusuna odaklanmalıyız. İsrail’in sadece askeri gücünün değil, ürettiği bilgi ve düşünce düzeninin de yıkılması için epistemolojik bir Aksa Tufanı inşa etmeliyiz,” dedi.
“Kelimeler Gazze’yi anlatmaya yetmiyor”
Gazze’deki insani felaketin boyutu, katılımcıların en çok zorlandığı konulardan biri oldu. Avrupa Dış İlişkiler Konseyinden (ECFR) araştırmacı Muhammed Shehada, herkesi duygulandıran konuşmasıyla durumu özetledi: “Gazze’yi tarif etmeye kelimeler yetmiyor; felaket, kıyamet, distopya bile olanları anlatmaya yetmiyor. İsrail, ‘soykırım’ gibi kelimelerin içini boşaltarak anlamsızlaştırıyor.”
Shehada, “Avrupalı bir yetkili bana ‘bizi harekete geçirmek istiyorsanız bakanlığımızın önünde gece gündüz protesto edin, bizi mahkemeye verin’ dedi. Aktivizm yavaşlarsa, onlar da soykırımı unutturmak için zaman kazanır,” diye ekledi.
REKLAMEski AB Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell, Filistin Konferansı’na selam gönderdi
Avrupalı katılımcılar, kıtanın Filistin meselesindeki rolünü ve yetersizliklerini masaya yatırdı.
Konferansa çevrimiçi bağlanan Avrupa Üniversitesi Enstitüsünden Prof. Kalypso Nicolaidis, eski AB Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell’in konferansa selamlarını ilettiğini söyledi ve Avrupa’nın İsrail-Filistin ihtilafında daha aktif rol alması gerektiğini vurguladı.
Nicolaidis, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu öncesinde düzenlenen toplantının kritik önem taşıdığını söyledi.
“Fransa ve İngiltere dâhil birçok ülke, Filistin’i tanıyan 147 devlete katılıyor. Bu adım, Güvenlik Konseyi’nde dengeyi değiştirecek niteliktedir,” dedi.
Avrupa’nın ikilemi: Filistin’i tanıma adımları ve politik yetersizlik
Royal United Services Institute’tan (RUSI) Dr. H.A. Hellyer, “Avrupa’da kamuoyu İsrail’in Gazze’de yaptıklarına açıkça karşı çıkıyor; fakat bu tepki henüz devlet politikalarına tam olarak yansımış değil” dedi.
Eski Almanya Federal Meclisi üyesi Zaklin Nastic ise Almanya’nın silah sevkiyatları ve siyasi destekle Gazze’deki soykırıma ortak olduğunu ifade ederek, “Almanya, ‘Bir daha asla!’ yeminini açıkça ihlal ediyor. Evrensel insan hakları ve mazlumların korunması sorumluluğu bugün Almanya’da suistimal ediliyor,” şeklinde sert bir eleştiri yöneltti.
REKLAM
Schiller Enstitüsünden Stephan Ossenkopp, dünyanın çok kutuplu bir düzene geçişinin Filistin için adil bir çözüm fırsatı sunduğunu, ancak buna rağmen Almanya’nın İsrail’e tam destek politikasını değiştirmediğini ifade etti.
“İsrail sorunu” ve çok kutuplu dünyanın getirdiği yeni denklem
Konferansta birçok konuşmacı, meselenin adının doğru konulması gerektiğini savundu. Milli Savunma Üniversitesinden Prof. Dr. Mehmet Özkan, “Artık bölgemizde Filistin meselesi değil, doğrudan bir İsrail sorunu konuşulmalı; agresif ve yayılmacı politikalar net bir şekilde ortaya çıktı,” dedi.
Özkan, Türkiye’nin başından beri İsrail’e karşı en sert tepkiyi gösteren ülkelerden biri olduğunu hatırlattı.
Suudi Arabistan’dan katılan akademisyen Dr. Khalil A Alkhalil (Gulf Embassy for Studies and Consultations), Filistin davasının artık sadece Arap dünyasının değil, tüm dünyanın davası haline geldiğini söyleyerek evrensel bir nitelik taşıdığını belirtti ve İsrail’in uluslararası alanda giderek daha fazla izole olduğunu vurguladı.
İran, Mersad Stratejik Araştırmalar Merkezinden araştırmacı Hamid Azimi ise Filistin devletinin tanınmasının bir araç olduğunu, asıl önemli olanın halkın ve toprakların varlığı olduğunu kaydetti. “Filistin’in gerçek anlamda bir devlet olabilmesi için, sadece işgal altındaki topraklarda değil, diasporada da kurumsal bir varlık oluşturulmalı” dedi.
REKLAM
Rus Evi Ankara Başkanı Doç. Dr. Aleksandr Sotnichenko, “Gazze ablukası, 1941-44 Leningrad kuşatmasıyla karşılaştırılabilir; asıl silah açlıktır” değerlendirmesini yaptı.
Filistin Siyaset Araştırmaları ve Stratejik Çalışmalar Merkezi (MASARAT) Direktörü Khalil A. Shaheen de İsrail’deki dini Siyonist sağın yükselişinin Filistinlileri zorla sürmeyi hedeflediğini belirtti.
“Bugün dillendirilen planlar, Filistin Yönetimi’nin dağıtılmasını ve bir devlet umudunun tamamen yok edilmesini amaçlıyor” diyen Shaheen, “El Fetih ve Hamas’ın tek bir heyet olarak savaşı bitirmek için çalışma yapması gerekiyor. Eğer yapıları birleştiremiyorsak vizyonumuzu birleştirmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Başkent Üniversitesinden Prof. Dr. Hasan Ünal ise çok kutuplu dünya düzeninin Batı’nın İsrail’e verdiği koşulsuz desteği zamanla zayıflatacağını öngörerek, “İsrail’in herkesi düşman ilan eden politikası sürdürülebilir değil,” diye ekledi.
Mısırlı siyaset bilinci Dr. Khairy Omar de uluslararası sistemin yaşadığı “zihinsel ve yapısal yaşlanmanın”, “İslam dünyası için yeni bir konumlanma fırsatı” sunduğunu belirterek, “Bölgesel krizlere bakışımızda yeni bir yaklaşım geliştirme zamanı geldi. Düşünce dünyamızı, kavramlarımızı ve politikalarımızı yeniden inşa edersek, çatışmalara farklı çözümler üretebiliriz” ifadelerini kullandı.
Konferans, Filistin devletinin inşası için hem iç uzlaşının sağlanması hem de İsrail’e yönelik diplomatik ve uluslararası baskının artırılması gerektiği yönündeki ortak çağrıyla sona erdi.
Haber Kaynak : HABERTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”